Kuşluk vaktine kadar geceler boyu
Savrularak okuduğum yine Şehriyar.
Ala ceylanlara benzer hep Azeri türküler
Dinlediğim tar.
Ayrılmaz başımdan bırakmaz beni artık
Selamsız sabahsız bir efkar.
Ve yüreğim bin yıllık destanlarla tutuşur
Büyür Azerbaycan kadar.
Azerbaycan: Dedem Korkut şafağı…
Mübarek dilimi süt gibi sağar.
Bazen rüzgar olur iliklerimde
Bazen yağmur gibi üstüme yağar.
Götür beni Aras! Al beni Hazar
Türk’ü Türk’ten başka şimdi kim anlar?
Yaram derin, merhemim yok, vaktim dar…
Bir destan yazar gibi yaz beni Anar!
Duy beni Bahtiyar’ Duy beni Şahmar!
Geçen zaman üstüne, dökülen kan üstüne
Kılıç- kalkan üstüne
Ve ağzı köpüren, yeleli atlar üstüne
Benim bir yeminim var:
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır
Ben Yakup gibiyim uzun yıllardır
Onda Yusuf’umun kokusu vardır.
Ve hasreti, gönlümde, büyük Türkistan kadardır
Ayettir kitabımda, bayrağımda rüzgardır
Azerbaycan yüreğimde şahdamardır.
Şimdi Azerbaycan’da mevsim bahardır
Türküleri yine, baştanbaşa efkardır
Düşlerime yağan kardır
Boynu bükük bir diyardır
Yardır…
Ağzı köpüren atlar üstüne yeminim vardır
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır.