Canevimden baktım sana İstanbul!
Rüzgârların anamın duası kadar serin.
Beyaz şamdanlar gibi yükseliyordu
İnce kalem kalem minarelerin.
Bir sabah vapurlar alıp getirdi beni
Güneşteydi rengi narın.
Şadırvan şadırvan aktı içime
Masal güzelliği surların.
Kiraz dallarına benzer incecik, nârin
Bir kız vapurda gelip yanıma durdu,
Saçlarından, gözlerinden, dudaklarından
İstanbul esiyordu.
Canevimden baktım sana İstanbul!
Demli çaylar gibiydi uzaklarda Emirgân,
Türkülerde yağmur yağmur Üsküdar
Dualarda sımsıcak Eyüp Sultan.
Renkli resimler gibi işlenmiş, ince
Çeşmelerin vardı senin.
Durdum gölgesinde şair gönlümce
Öptüm taşını çeşmenin.
Bir sıcak selâmla gelir uzaktan
Vapurlar, mavnalar, tramvaylar.
Ve bir eski türküyle alıp gider gönlümü
Sultan duruşlu yalılar, padişah bakışlı saraylar.
Beyazıt Camii’nde bir namaz kıldım
Safların ardında garipsi, mahzun.
Sen bin yaşa sımsıcak dualarda
Ey destan şehri yurdumuzun.
Fotoğraf: mosquesty