Tefsirî Mehmet Efendi, Muhammed b. Hamza Ayıntabî, Hanefi fakihi olması hasebiyle el-Hanefî, atalarının deri tabaklama işiyle uğraşmasından ötürü de ed-Debbağ gibi nisbelerle anılan meşhur ilim adamıdır.
Aslen Antepli olan Tefsirî Mehmet Efendi, 20 yaşında Sivas’a gelmiş ve kalan ömrünü Sivas’ta geçirmiştir. Doğum yeri Antep olsa da ömrünün büyük kısmı Sivas’ta geçtiği için kendisine Sivaslıdır desek yanlış söylemiş olmayız. Keza kendisi de müellif eserlerinde söz konusu tüm nisbelerini kullanarak “Sivasî Muhammed Efendi et-Tefsirî ed-Debbağ” şeklinde ismini not düşerek Sivaslı olduğuna atıfta bulunmuştur.
Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 17. yüzyılın ilk çeyreğinde doğması muhtemeldir.
Sivas’ta Şifaiye Medresesi’nde müderrislik görevinde bulunan ve Sivas müftülüğü de yapmış olan Tefsirî Mehmet Efendi, hicrî 1111 yılının Rebiülevvel ayının 22. gecesi, milâdî Eylül 1699’da vefat etmiştir.
Mezarı ilk başta Kabakyazısı Mezarlığı’nda iken, mezarlığın iptal edilip şehir merkezine dahil edildiği Birinci Dünya Savaşı yıllarında Sivas mebusu Mütevellizade Ziya Beyefendi’nin çabalarıyla naaşı Aliağa Camii haziresine nakledilmiştir.
TİBYAN TEFSİRİ:
Hıdır b. Abdurrahman el-Ezdî ed-Dimaşkî’nin h. 726 tarihinde yazdığı “et-Tibyân fî tefsîri’l-Kur’ân” adlı Arapça tefsirin Tefsirî Mehmet Efendi tarafından genişletilmiş ve yeniden düzenlenmiş bir tercümesidir.
Tefsirin mukaddime yani önsözünde belirtildiğine göre Padişah IV. Mehmet’in isteği üzerine tercüme edilmiştir. Padişahın huzurunda İstanbul’da haftada iki defa yapılmakta olan “huzur dersleri” isimli ilmî toplantıya dönemin Şeyhülislâm’ı Minkârizade Yahya Efendi tarafından davet edilen Tefsirî Mehmet Efendi, şeyhülislâmın yakın ilgi ve alakasına mazhar olur ve kendisinden padişaha övgüyle bahsedilir.
Padişah da bu derslerin birinde Mehmet Efendi’den bir Kur’an tercümesi istemiş, Mehmet Efendi’ye dört tane tefsir on tane de lügat vermiştir.
Bunun üzerine Mehmet Efendi bunu bir emir bilip Tibyân Tefsiri’ni esas almak suretiyle diğer tefsirlerden de faydalanarak iki yıl içinde iki takım eser yazmış, birisini padişaha sunmuş diğerini de halkın istifade etmesi için vakfetmiştir.
Tibyan Tefsiri, Osmanlı Devleti’nde “Tanzimat Dönemi’nden II. Meşrutiyet Dönemi’ne kadar en fazla basılan Türkçe tefsir” özelliği de taşımaktadır.
(Yazı, Recep ARPA’nın 2005 yılında hazırladığı “Ayıntabî Mehmet Efendi’nin Tibyan Tefsiri ve Osmanlı Toplumundaki Yorum Değeri” isimli tez çalışması referans alınarak hazırlanmıştır.)