Kısa Bir Özgeçmiş
Üstâd Yavuz Bülent Bakiler, 23 Nisan 1936’da (83 yaşında) Sivas’ın güzide bir evinde dünyaya gelmiştir. Ailesi aslen Azerbaycan göçmenidir. Üniversiteye kadar 3 ilde eğitim gördü: Sivas, Gaziantep ve Malatya.
1960’ta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirip iş hayatına adım attı ve çeşitli gazetelerde, dergilerde sayısız eserler yayınladı.
Eserleri
- ŞİİR: Yalnızlık (1962), Duvak (1971), Seninle (1986), Harman (2003).
- ANTOLOJİ: Sivas’a Şiir (1973), Şiirimizde Ana (1976)
- GEZİ: Üsküp’ten Kosova’ya (1979), Türkistan Türkistan (1986)
- DENEME-İNCELEME: Sözün Doğrusu I (2002), Sözün Doğrusu II (2002)
- BİYOGRAFİ: Aşık Veysel (1986), Mehmet Akif Ersoy (1990)
- SADELEŞTİRME: (Oyun, Bahtiyar Vahapzade’den) Feryat (manzum,1991), Nereye Gidiyor Bu Dünya (1991), İkinci Ses (1991), Özümüzü Kesen Kılıç-Göktürkler (1998; oyn. DT Şinasi Sahnesi, 2000-2001)
Alıntılar @YavuzBakiler sayfasından alınmıştır.
29 Alıntı Listesi
1) Bir Sivas kilimi dokur gibi gönlümce
Renk renk, nakış nakış seni dokudum
2) Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça, gaflet ve gafletten doğacak felâket azalmaz.
3) Dökemiyorsam eğer içimi bir bir,
Konuşamıyorsam,
Susuyorsam,
Gidemiyorsam;
Seni sevdiğim içindir…
4) Beni böyle ağlatan yüreğimdeki gamdır.
5) Avrupa’yı Avrupa yapan düşünce fâtihleriyle temasımız yasaktı. Türkçe konuşan birer Fransızdık. Genç Batı’nın her nazına, her cilvesine katlanan, ihtiyar birer âşık olduk.
6) Mesele görmeyen gözle gündüz ve geceyi hissettirmek…
7) Yine akşam, yine gurbet, yine başımda efkar
Ve yine içimde şarkılı sesin
8) İnanmak başka, bilmek başkadır.
9) Hazine sandığına oturmuş dilencilik yapıyoruz.
10) Ey tastaki su, gökteki kuş, daldaki nar…
Yıllar yılı tadına doyamadığım bahar,
İçimde ihtilâl var
Belki de çıkmam sabaha!
11) Zengin ve güzel bir dilin yoksul ve çirkin kullanıcıları olduk.
12) Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün
Sende karar kıldığını
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter…
13) Bir milletin dili, o milletin âdeta şah damardır. Varlık sebebidir. Bir milletin dili, yüzlerce yılın, binlerce yılın eseridir.
14) Yalnızım.
Gündüzler, geceler boyu yalnız
15) Benim gönlüm herkesin gezip tozacağı oturup kalkacağı bir panayır yeri değildir.
16) Gel gitme çocuk!
Gel unuttur biraz çirkinliğimi…
17) Bilim adamları diyorlar ki; “Aklımızın çalışması, zekâmızın artması kitap okumamıza, araştırmamıza bağlıdır.”
18) Çıkıp gitsem diyorum şimdi bir gece
Hiç kimse bilmese yerimi…
19) Dünyada eken ahirette biçer.
20) Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen…
21) Bir ülkede eğitimin yabancı dille yapılması, o ülkenin yavaş yavaş bir sömürge kültürüyle, sömürgeleşmeye başlaması demektir.
22) Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
23) Türkçemiz dün, Arapça ve Farsça kelimelerin taarruzundaydı. Bugün İngilizce, Fransızca, Latince gibi Batı dillerinin büyük baskısı altında. Bir takım çevreler, Türkiye’yi adeta bir sömürge devleti hâline getirmek istiyorlar.
24) O tezek topladığım kırlar, yaylalar…
Başına oturduğum, ekmek yediğim tandır.
Türkiyem, anayurdum, sebebim, çârem…
Taşına, toprağına vurgunluğum bundandır…
25) Ülkümüz göklerde dalgalanan bir bayrak, Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak!
26) İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz…
Geri dönen hangi güvercinin var?
Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?
Demedim mi aklım, inanma!
27) Ruh için ölmez derler. Ölmez mi? Allah ile biliş tutmamış her ruh zaten ölüdür. Hakk’tan ırak olan ruh yaşar mı ki ölsün!
28) Ne güzel seni sevmek böyle uzaktan
Ve seni düşünmek bir çocuk hevesiyle
29) Bir ülkenin kanunlarının çiğnenmesinden sonra, en büyük suç, dilinin çiğnenmesidir!